Var mı senin de mavi düşlerin? Gökyüzünde hayallerin... Yoksa çoktan yıktılar mı hayallerini? Eğer varsa hayallerin beni de dahil eder misin? Yoksa da benimkileri paylaşabiliriz. Yani, hala yıkılmamış olanları en azından...
Bağırmak istediklerimi yazamıyorum. Maalesef... Söylemek istediklerimi bile yazamıyorum. Boş boş işlerler uğraşıyorum işte.
Çok depresif değilim. Sadece bazen, geceleri intihar etmeyi düşünecek kadar depresifim. Bunun ne anlama geldiğini bile bilmesem de...
Durdu. Etrafına baktı son kez. Hafızasına kazır gibi... Geri dönmeyecekmiş gibi... Çıktı. Sokakta günün ilk sigarasını içerken hayatını düşünmeye başladı. Sonra o geldi aklına. Aklına gelen son şey de o oldu.
Çocukluğum ve çocukluğumdan kalma aptal hayallerim... Kendime inancım... Çocukluğumdan kalma garip hatıralar... Bir umut işte... Belki geri gelirler diye...
Küçük bir kedi var mesela bir yerlerde. Hasta, yorgun. Hayat ona benden daha kötü davranmış aslında. Sokakta terk edilmiş küçük bir kedi. Tam iyileşip sağlığına kavuştuğunda hayat bir kere daha vurmuş. Hala savaşıyor ama.
Affedin beni. Çok hata yaptım. Çok yanlış yaptım. Aslında her şeyi yanlış yaptım, sanırım. Bilemeyecek kadar cahilim. Yine de hala burada yanımdasınız. Bu, değerli. Bu, kimsenin yapmayacağı bir şey aslında.
Gitmek gerek. Uzaklaşmak lazım biraz. Biraz insanlardan... Biraz da kendinden...