22 Nisan 2014 Salı

Anlananlar, Kaybedilenler, Unutulanlar...

İçkiye başladığım gün, içimdeki dindar öldü. Sigaraya başladığım gün ise kendimi sevmekten vazgeçtim. Babam bana güvenmediğini söylediğinde güvenini boşa çıkarmamam gereken kimsenin olmadığını anladım.
Eşcinsel olduğumu farkettiğimde kendime olan saygımı kaybettim. Bunun kötü bir şey olmadığını anladığımda geri kazanamadım ama. İlk kez biriyle ilişkiye girdiğimde ahlak anlayışımı kaybettim.
Yalan söylemeyi alışkanlık haline getirdiğimi ve aslında kimseye tam olarak doğruyu söylemediğimi farkettiğimde saflığımı kaybettim.
İnsanların çalışmam gerektiğini söylemelerine rağmen çalışmadan hep başarılı olduğumda kendi bildiğimi yapmam gerektiğini anladım. Sonra kendi bildiğimin ne olduğunu unuttum.
Benden hoşlanan insanlardan aynı şekilde hoşlanamadığım zaman aşkın ne kadar zor olduğunu farkettim. Sonra görür görmez hoşlanmaya başladığım biri çıkınca karşıma aslında aynı zamanda ne kadar kolay olduğunu da...
İlk kez sarhoş olduğumda mutluluğun ne kadar kolay olduğunu anladım. Aynı gecenin sabahındaysa bir adım sonrasında hep mutsuzluğun olduğunu...
İlk kez sevdiğim, gerçekten sevdiğim biriyle öpüştüğümde insanların neden öpüştüğünü anladım.
İlk kez birini sevdiğimde insanların neden birilerinin gitmemesini istediğini anladım.
Ben çok şey anladım, çok şey farkettim, ama sonrasında hep unuttum.
Sevgilim olduğunda yalnızlığı unuttum.
Yalnız olduğumda sevgilimin olmasının nasıl bir his olduğunu unuttum.
İnsanlar beni sevdiğinde umursanmıyor olmayı unuttum.
Bir hafta evden çıkmadığım halde kimsen aramadığında insanların beni sevdiği zamanı unuttum.
Konuşkan olduğum zamanlarda önceden nasıl sus pus oturduğumu unuttum.
Sustuğumdaysa konuşmayı unuttum.
Gülmeye başladığımda ağlamayı unuttum.
Ağladığımdaysa gözyaşlarının sadece hüzünden akmadığını unuttum.
Dedim ya hep unuttum. Hep kaybettim ben.

1 yorum:

  1. Tam hatrımda yoksa bile aslı asla unutamadığım bir kısmı vardı o şarkının MASUM DEĞİLİZ HİÇBİRİMİZ evet değiliz

    YanıtlaSil