Acıyor. Kalbim acımıyor sadece. Bütün vücudumda hissediyorum acıyı. Bazen yürürken ayaklarım boşalıyor düşüyorum. Kimse görmüyor. Kimse farketmiyor bile neler çektiğimi.
Bazen ağlıyorum. Bazen onu bile yapamıyorum.
Bazen çok sıkılıyorum mesela. O kadar sıkılıyorum ki sıkılmak bile sıkıcı geliyor.
Bazen birini düşünüyorum. Sonra imkansızlığı geliyor aklıma. "Kendini acınacak hale düşürüyorsun." diyorum kendime.
Bazen istiyorum ki herkes beni tanısın. Bazen de bir gökdelenin en üst katında tek başıma senelerce kalmak istiyorum.
Bazen mutlu olduğumu sanıyorum. Sonra hayat hatırlatıyor bir şekilde dertlerimi, "Mutlu değilsin sen." diyor. "Bunlar sadece yanılsama."
Bazen alıyorum elime kalemi, bazen yazıyorum, bazen onu da yapamıyorum ben.
Eskiden spor yapardım, ben resim çizerdim, gitar çalmaya çabalardım. Çabalardım, denerdim, zorlardım şartları. Şimdi sadece nefes alıyorum. Aslında onu da çoğu zaman ben yapmıyorum, vücudum zorunda olduğu için yapıyor sanırım.
Biriyle konuşuyorsun, zannediyorsun ki hep yanında olacak zannediyorsun ki o da seni seviyor. Ama sonra farkediyorsun ki sen aramadığın zaman aklına bile gelmiyorsun.
Başka bir yönden bakarsak da bazen biri geliyor seni seviyor gerçekten seviyor seni ama sen sevemiyorsun, ne kadar iyi, yakışıklı, tatlı, uzun boylu veya kaslı olması hiçbir şeyi değiştirmiyor. Sevemiyorsun işte. Ama o seviyor hem de kendinden nefret etmeni sağlayacak kadar.
Bense oturmuş Cem Adrian dinleyerek ağlıyorum çoğu gece olduğu gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder