-Saat kaç?
+Yedi buçuk. Uyumadın değil mi yine?
-Uyumak zor oluyor, eğer yatağa her girdiğinde gözlerinde yaş gelip, bütün vücudun titremeye başlıyorsa.
+Neden ki?
-Yalnızlık, dersler, hiçbir işe yaramadığını hissetmek, başarısız hissetmek, ama en çok ne istediğini bilememek.
+Ne istediğini bulmak zor mu?
-Zor tabi. Bazen yatağa yatıyorum, hayal kurmaya başlıyorum. Ama hiçbir hayalimde huzur bulamıyorum. Eskiden en çok istediğim şeylerin olduğunu düşünmek bile beni mutlu edemiyor. Yatsam da uyuyamıyorum yani.
+Ne yapıyosun peki?
-Önce titremeye başlıyorum. Sonra ağlıyorum bazen. Ağlarsam uyuyabiliyorum ama bazen ağlamayı bile beceremiyorum. Saatlerce yatakta titreyip, sonra kalkıp sigara yakıyorum. Hep sigara yakıyorum zaten. Ne işe yarıyor onu da bilmiyorum. Zaten ne biliyorum ki?
+Belki de fazla şey bildiğin içindir.
-Belki de bilmekten korktuğum içindir. Evet, korkuyu unuttum. Korku var bir de. Gelecek korkusu. Büyümüş olmanın korkusu. Artık bir şeyler başarman gerektiğini bilmek ve ne yapacağını bilmemenin korkusu.
+Ama başarısız değilsin ki. Hayatta hep başarılı kısımdaydın sen.
-Yine de burada oturmuş olmayan biriyle konuşuyorum. Başarılı olsaydım bu olur muydu? Başarmış olsaydım yalnız olur muydum? Eğer başarmış olsaydım huzurlu olmaz mıydım?
+Başarı ne peki?
-Başarı, insanın bir şeylerde iyi olması değil. Başarmak demek, yapmak istediğin şeyi yapıyor olmak demek. Yaşamak istediğin şekilde yaşıyor olmak. Başka bir değişle huzurlu olmak. Her sabah uyandığında hissetmek başardığını.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder